Melek Dündar öykülerinde hepimizin iç sesine kulak verircesine, hayatın içinde dolaşan gündelik konulara ayna tutuyor. İnsan doğasının çelişkilerini öne çıkarırken, kadınların da içinde bulundukları sistemde nasıl sıkıştıklarına vurgu yapıyor. Bazen bir kuşun hakkını gözeten, bazen geçmişi-gelenekleri sorgulayan, bazen de günümüzdeki çıkmazların derinliklerinde dolaşan samimi bir sesi var. Kimi sözcükleri kendi yaşamından, tecrübelerinden gelmiş olacak ki; Türkçe’nin hiç bilmediğimiz halkbilimsel ifadelerine de gönderme yapıyor; şimdiyi geçmişle, dünü bugünle, evrimi toplumla, doğayı kültürle yoğurarak alt metin zenginliği taşıyan öykülerle okuyucuyu karşılıyor.
