Halit Ziya'nın hayatı da eseri kadar övülmeye değer...O, bütün ömrünü edebiyata verenlerdendir. Ömrünün sonuna kadar çalıştı. Arkadaşları, garip bir inkârda ısrar ettikleri halde o, elinden geldiği kadar yeniyi, yaşadığı zamanı anlamaya gayret etti. İlk eserinin dili üzerinde yaptığı değişiklikler, ..
Bu çalışma, Bülent Oran'ın senaryoculuğu kadar kişisel dünyasını ve diğer meşgale alanlarını da okuyucu karşısına çıkarıyor. Kendine özgü bir tarzı olan Yeşilçam'ın senaryo anlayışını Oran'ın hayatı eşliğinde anlamaya çalışıyor, giderek bu iç ve dış dünya arasındaki paralellikleri bulmaya niyet ediy..
Istanbul’da yasayan, Istanbul’u gören veya yazili kaynaklardan okuyan, basindan takip eden, görsel medyadan seyreden Türkler için mahya sanki Ramazanin geldigi, orucun tutuldugu her yerde var olan bir güzellik gibi durur. Hâlbuki bu yaygin intiba tam dogru degil. Ramazanlarda, m..
Masalların kökleri tarihin karanlık devirlerine kadar uzanır. Nerede, nasıl oluştukları bilinmez. Halkın ortak malı olarak meydana gelirler. Sözlü gelenekte yaşarken nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar ulaşırlar. Masallarda gerçek hayatta rastlayabileceği olaylar bulunabileceği gibi daha çok ..
Muhammed ibn Münevver’in, dedesi Ebu Said’in menkibelerini anlattigi bu eser, yazildigi günden itibaren önemini korumustur.Ebu Said, tasavvuf tarihinde çok ender rastlanan derin bir ruhani hayat yasayan ve yasantisini çevresindekilere etkili bir biçimde yansitan bir sûfîydi. Tasa..
“Bir sehre ruhunu veren, o iklimin, o cografyanin, o kültürün, o sehri yapan insanlarin birlikte kotardiklari biricik olustur. Bu bazan bir pencere biçiminde kendini gösterir, bazan bir agaç seçiminde. Meselâ Istanbul ve Bursa için Erguvan vazgeçilmemesi gereken bir agaçtir. Sehrin Ergu..
Kitabî dinlerin, Yahudilik ve Hıristiyanlığın doğup geliştiği bölgelerde olduğuna benzer şekilde İslâmiyetin doğduğu ve yayıldığı coğrafyada da faiz meselesi vardı. İslâm dini hem hukukî hem de ahlâkî olarak faizin her türlüsünü yasaklamıştır. Fakat neyin faiz olup neyin olmadığı konusu bir fıkıh-hu..
Toplum içinde yasayan insan, onun meseleleri üzerinde düsünmeden edemez. Bu ayni zamanda kendi varligi üzerinde de düsünmek demektir. Zira fert, bedenini tabiata; dil, terbiye, bilgi ve kültürünü topluma, yani mensup oldugu millete borçludur. Bir yazar kendisini ne kadar serbest hissederse hissetsi..
“Bizde asil romancilik Halid Ziya ile baslar. Bu gelenegin memlekette kazanacagi her zaferde onun bir payi olacaktir.”Ahmet Hamdi TanpinarMai bir gecenin isigi ile baslayip siyah bir gecenin karanligi ile son bulan Mai ve Siyah’ta, aydin orta sinifin hayati, hayalleri, yasadiklari tezatlar, üzüntü v..
Müzik caiz midir? Semanin hükmü nedir? Tütün içmek caiz midir? Afyon ve diger keyif verici maddeleri kullanmanin hükmü nedir? Hz. Muhammedin anne ve babasi imanli mi ölmüslerdir? Ibn Arabî tekfir edilebilir mi? Firavun’un imani kabul edilmis midir? Yezîd’e lanet okumak caiz midir? Bi..
Zamani ve mekâni asan bazi sanatkârlar vardir. Iste onlardan biridir Seyh Gâlib… O, sairliginin yani sira Mevlevîlikteki çileli yolculugunu “seyh” olarak tamamlamis ve asirlarca birçok insani etkisi altina almistir. Kitabin adini tasiyan ve Gâlib’in dogumuna düsülen tarihlerden bir olan “Eser-i As..
Erdal Güzel daha önce Güzel Erzurum kitabiyla okurlarin huzuruna çikmisti simdi de ikinci eseri Erzurum’dan Güzel Hatiralar’la yazim serüvenine devam ediyor.Iki bölümden olusan kitap Erzurum’a dair yazarin tanikliklari, anilari, ilgileri üzerinden ilerliyor.Erzurum’un mevsimleri, âdetleri, tarihi ol..
Ana Babanin Evlat Üzerindeki Hukuk ve Vezaifi ile sosyoloji, Peder Olmak Sanati ile pedagoji, Hikmet-i Peder ile felsefeye yogunlasan Ahmet Mithat; Çocuk Melekât-i Uzviye ve Ruhiyesi’yle de psikoloji ve fizyoloji gibi bilimler araciligiyla insani anlamaya çalisir ve âdeta toplum müh..
Mukaddime; ünlü İslâm devlet adamı âlim tarihçisi İbn Haldun'un 1377'de kapsamlı bir dünya tarihine "giriş" olarak yazdığı abidevî eseridir. Kitap tarih ve sosyoloji felsefesinin genel meselelerine ansiklopedik ayrıntılarıyla girmekle birlikte kendi içinde bir bütün oluşturması özelliğiyle şimdiye d..
Düsünme tarihinin safaginin sakinlerinden, belki de en önemlilerinden biri olan, aradan geçen binlerce yila, üzerine yapilmis sayisiz okuma, düsünme, söyleme ve yorumlama çabalarina ragmen kendisi hakkinda kesin bir karara varilamamis bir düsünürle, Herakleitos’la yine..
“Kar yagiyordu. Basimi saga çevirip iki dükkân arasindan gözüken bordo binaya baktim. Pencerede miydi Hicran? Yoksa o da dipsiz bir kuyuya mi düsmüstü benim gibi. Araç çalisti. El salladim. Ragip bana bakiyordu. Bense karsiya. Az sonra gözden kayboldu Ragip, kütüphane, ögretmenevi. Sonr..
Halit Fahri Ozansoy'un edebiyatçi dostlarini anlattigi bu eseri iki bölüme ayrilir: Ilk bölümde, edebiyat mahfilleri, meseleleri ve olaylari söz konusu edilir. Ayrica, Türk kadininin tiyatro sahnesiyle ilk temasinin anlatildigi kisimlar belge niteligindedir. Ozansoy, kitabinin ikinci bölümün..
19. yüzyildan itibaren Osmanli iktisat literatüründe serbest ticaret (laissez faire) vurgusu agirlik kazanmis ve bu vurgu çesitli yayinlarla desteklenmistir. Serbest ticaret temelli modern iktisadin içerigine, usulüne ve uluslararasi ticaret anlayisina ilk ciddi elestiri yüzyilin sonlarind..
“Nurettin Topçu hocami ilk defa 1959 yilinda Istanbul Erkek Lisesi’nin Bogaz’a bakan bir sinifinda gördüm. Hafif basini kaldirarak (zaten hep öyle yürürdü) sinifa girer, yoklama yapar, günün dersini anlatmaya baslardi. Psikoloji hocamiz Keysi Hanim gibi onun da sinifa kendiliginden yayilan b..
Herakleitos’un her bir fragmani farkli felsefi, filolojik baglamlarda ve farkli dönemlerde, çok çesitli biçimlerde açiklanip, anlasilip yorumlanmaya çalisiliyor. Herakleitos’un gizemli, karanlik ve kapali, bazen de gereginden açik olan sözleri, onu anlamaya yönelik meraki arttirirken yen..
“Paris... Günesin cimri davrandigi, kapali havalarin ve yagmurun bol oldugu iklimi, bu yüzden her zaman yemyesil parklari, hemen sehrin içinde sayilabilecek ormanlari, gündüzün ve gecenin her saatinde canli bulvarlari, korku veren dar sokaklari, sefahat ve eglence yerleri, adeta estetik bir zevkle..
Henry David Throeau, döneminde ve sonrasinda pek çok siyasi hareketi/kisiyi etkileyen bir sahsiyettir.1800’lerin ikinci yarisinda yazdigi, tabiat, insan haklari ve devlet konularindaki fikirleri, Gandi basta olmak üzere 20. yüzyilin birçok aktivistinin dünya düzenine getirdigi elestiriler..
Rivayetlere bakilirsa okumak karsi tarafa, birine baris için, anlasmak adina ok göndermek, ok atmak demekmis. Okuyan insan ne yaptiginin bir miktar farkinda ise kendi içinde ve disindaki kargasanin, tereddütlerin, acilarin, sevinçlerin, savasin niçin oldugunu anlamaya, neden böyle cereyan ..
Eski Türklerde Yazi, Kâgit, Kitap ve Kâgit Damgalari, Prof. Dr. Sinasi Tekin’in Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde verdigi konferanslarin ürünüdür. Sinasi Hoca’nin hem Türkoloji alanindaki derin bilgisiyle hem de muazzam üslubuyla, yazinin ve kâgit yapiminin Eski Tür..
Prof. Dr. Mehmet Kaplan, yirmi bes yil boyunca önce ögrencisi, sonra meslektasi oldugu Ahmet Hamdi Tanpinar'in Türk kültür, edebiyat ve medeniyeti hakkindaki fikir ve düsüncelerinin deger ve kiymetini ilk fark eden ve ömrü boyunca bunlari genis halk kitlesine aktarmayi görev bilmis bir kültür, fikir..
Dil, düsüncenin eviyse sayet, deyis yerindeyse, adlar da tuglalaridir. Insan kendi duvar örme ustaligina okadar güvenemez aslinda; ama derme çatma da olsa tuglalari dizmekten vazgeçemez. Her seferindetanimlamak, beklentilerimizi ifade etmek, yüceltmek ya da yermek için adlandiririz, hat..
Usta hikâyeci Mustafa Kutlu’dan yepyeni bir eser.“Musallada bir tabut, yesil örtü üstünde, yapayalniz…Ikindi okunmus, namaz kilanlar camiye girmis, kilmayan kalabalik cami duvarina yanasip saçak altinasiginmis. Alafranga bir muhit; ama gelin durumu izah edin. Erkekler cami duvarinda, k..
Rübab-ı Şikeste, “Karilerime” başlıklı manzum bir önsözle başlar. Şiirlerini okuyucularına ithaf ettiğini söylediği bu şiirde Fikret, okuyucudan iki şey ister: Gözyaşı ve samimiyet…Rübab-ı Şikeste’nin ilk baskısı 1900 yılında yapılmış, çok kısa sürede bitmesi üzerine aynı yıl ikinci baskısı neşredil..
“Masamin üzerinde daima Yunus Divani durur. Muhtelif yazarlari okurken, ara sira onu açar, çagimizdan ona haberler götürürüm. O, yüzyillarin ötesinden gelen sesiyle bana cevap verir.”Mehmet KaplanMehmet Kaplan Yunus hakkinda birçok yazi yazmistir. Bu yazilar Yunus’un siirleri üzerindeki müstakil ar..
Batililasma akimlarindan itibaren "Türk Kültürü"nün kim ve ne oldugu, aydinlarca sürekli tartisilmaktadir. Türk kültüründe Islam mi, Islamiyet öncesi Türk kültürü mü, yoksa batili degerler mi agirlik kazancakti, kazanmaliydi. Tazminat'tan sonra, özellikle de Mesrutiyet devirlerinde bu konu, bütün bo..
Cenab Sahabeddin'in siirleri bugünkü nesiller için eskimis ve hatta unutulmus olmakla beraber, Tanzimat'tan sonra Bati tesiri alrinda vücuda gelen yeni Türk siiri tarihinde önemli bir yer tutar. Özellikle kullandigi dil, bugün artik genç siir okuyuculari tarafindan okunma ve anlasilma sansini büyük ..
Edebiyatin gücü de, zaafi da kullandigi malzemeden gelir. Edebiyat sanatinin malzemesi sözdür, kelimelerdir. Yeryüzünde insanin var olusundanberi söz de vardir. Hatta derin bir tefsire tabi tutmadan bakarsak, Incil'in meshur "iftidasindan da eski oldugunu görüyoruz. O halde, sözün varolusundan beri ..
Felsefe tarihi açisindan Akilcilik, 17. yüzyilin büyük Akilci filozoflarinin Descartes, Spinoza ve Leibniz’in ortak felsefi egilimlerine verilen addir. Aklin deneyden bagimsiz, a priori, zorunlu bilgiler ortaya koyabilecegi savini temellendiren felsefi görüstür. Temellendirilebilir, dogrulanabilir, ..
“Kelimeler zihnimizin sâkinleridir: Parlak, renkli, uysal; her an hizmete sitâban… Onlar bizim kâinatimizi yaparlar. Vuzuha onlarla çikariz. Düsünce âleminde hareket ‘söz’dür.” “Kâinata dil vasitasiyla tasarruf etmek: Iste sanatkâr bunu ister. Sanatkâr, kâinati yeniden yaratan insan…” “Siir, kendi i..