Selis Kitaplar

Bir yanda debdebe, lüks ve şatafatın baş döndüren cazibesi... Savaşmaktan yorulan devletlûların hiç bitmeyen eğlence sarhoşluğu... Gösterişli alaylar, köşkler, kasırlar; zevk ve safa ehli yeniyetme zenginler...Diğer yanda devleti kangren gibi saran suiistimaller...Mafyanın, adam kayırmanın, rüşvetin..

Eski kurt gözlerini daldırıp zihninde bir seyler hesaplar gibi duraklamıstı.- Yalnız tetik çekme isine sen karısma. Iyi atıcısın, saglam fedaisin amennaAma bu is baskaHer seyin bir ilmi, inceligi var. Olur da suikast hede ne ulasamazsa alimallah tümIttihatçıları seninle iliskilendirip toptan daragac..

Yangının yeni bittiği, küllerin yere inmediği günler... Yorgun halk yığınları, viran olmuşköyler, yıkılmış şehirler... Yeni dönemin sancıları içinde matbuattan siyasete hertarafta derin fay kırıkları... İttihatçılar, İkinci Grupçular, Hilafetçiler, Cumhuriyetçiler...Ve kurtarıcı paşalar arasında baş..

Kurşun gibi ağır her soruya tek tek cevap aradılar. Haysiyetin ve şahsî fedakârlığın sınırlarını mütereddit cümlelerle kolaçan ettiler. Doluyu boşalttılar, boşu doldurdular, ölçtüler, biçtiler nihayet gece yarısına doğru karara vardılar. Hüküm cümlesi zehir gibi dudaklarından döküldü: Serbest Fırka..

Ülkenin gündemi bir anda değişmiş, bütün gözler Menemen’de cereyan eden meşum hadiseye çevrilmişti. Muallim birlikleri başta olmak üzere çeşitli meslek teşekkülleri ve cemiyetler ardı ardına beyannameler yayınlıyor, gazeteler konu ile alakalı gelişmeleri duyurmak için birbirleri ile yarışıyorlardı...

Fırtına ağaçları dibinden sökecek kadar şiddetliydi. Hava buz gibiydi ve Nice sokakları iyice tenhalaşmıştı. Geniş bir caddenin köşesinde elektrik direğine sırtını yaslayan hırpanî kılıklı bir adam, elini cebine soktu. Kirden rengini yitirmiş bir mendil çıkarıp burnunu sildi. Mendili tekrar cebine s..

Peygamberimizin (s.a.v.) mütebessim çehresi her zaman bir ölçünün sembolüydü. Peygamberimiz sert ve kaba bir çehre ile gezmedigi gibi, onun kahkahalarla güldügü de görülmemistir. Ayrica o hiç kimseyi alayci ifadelerle küçük düsürüp gülmemistir. Böyle bir ahlak yapisina sahip olan Efendimizin tebessü..

Bizler çok aglayan bir peygamberin ümmetiyiz. Peygamberimiz (s.a.v.) yumusak kalpli, coskun duygularla sarmalanmis, Allah lafzinin geçtigi her yerde kalbi titreyen bir peygamberdi. Peygamber Efendimiz aglamanin önemini su ifadelerle anlatir: "Yalniz iken Allah'i anip gözleri yasla dolan kisi Hesap G..

Bütün sözleri ve davranislariyla Kur'an ahlakini yasayan Peygamberimiz (s.a.v.), bize bazi anlar baldan tatli gelen kizginlik ve öfke hususunda da dengeli olmayi ögretmistir. Peygamberimiz hiç bir zaman kendi nefsi için kizmaz, asla kendisi için intikam almayi düsünmezdi. O, sadece Allah'in rizasi o..