İngiltere tarihi bir ülkenin ve halkın ortak yazgısından çok daha fazlasına sahiptir. Bu tarih İskoçya, İrlanda ve Galler ile birlikte topyekûn Britanya Adaları tarihidir. Bütünüyle bakıldığında emperyal bir gücün Avrupa’dan Amerika’ya, Ortadoğu’dan Hindistan’a yayılması ve en uzak topraklarda diplo..
Karen Horney; Adler, Fromm ve Sullivan gibi sosyal psikolojik kişilik teorisi geliştirmiş ve bu teoriyi yaygınlaştırmış önde gelen psikiyatristlerden biridir. Berlin Psikanaliz Enstitüsü’nde Karl Abraham ve Hanns Sachs tarafından analiz edildikten ve yetiştirildikten sonra Franz Alexander’ın davetiy..
“Kutsal, yaşam verendir ve yaşamı alıverendir, akan yaşamın doğduğu pınardır, içinde kaybolduğu haliçtir. Ama hiçbir durumda yaşamla aynı zamanda bütünüyle sahip olamayacağımızdır.Yaşam yıpranma ve kayba uğramadır. Kendini daha iyi muhafaza maksadıyla beyhude yere varlığında sebat etmek ve her türlü..
İtiraflar’da Tanrıya doğrudan hitap eden, Batı edebiyatı ve felsefesinde etkisi her zaman hissedilen bir “ben”in güçlü sesi vardır. Augustinus’un ilk eserlerinden biri olan İç Konuşmalar ve metnin devamı niteliğindeki Ruhun Ölümsüzlüğü Üzerine’de ise Hıristiyan filozofun “iç sesi” geniş bir yer kapl..
Türkiye’de düşünce çevrelerinin Spinoza ile tanışıklığı –ne mutlu ki– erken yıllara rastlar. Spinoza’nın Avrupa’da yeniden keşfedildiği yıllardan önce, henüz 1945’te, Etika’nın tam metin çevirisi Hilmi Ziya Ülken tarafından yapılır. Bu girişim, Spinoza’nın felsefesini anlamaya yönelik kararlı adımla..
Edward Said’in Şarkiyatçılık kitabının yayımlanışının ardından Batı’daki entelektüel çev-reler tuhaf bir gürültüyle uyandılar. Yabancısı oldukları bir sesti bu… Kendi üniversitele-rinde yetişmiş, klasik kültüre hâkim, edebiyat ve filoloji uzmanı olan Edward Said, Doğu ve Batı ilişkilerinde yeni tezl..
Bir ulusun hafızası hangi ögelerden oluşur? Alışılmış ve tekrar edilegelen yıldönümleri, bayram ve kutlamalar, şenlikler, anma törenleri ve övgü sözleri bir halkın hafızasında hangi büyük boşlukları doldurur? Hafızanın somutlaştığı yapılar, kentin mimarisi, anıt ve müzeler, arşiv ve mezarlıklar, tar..
İmparatorluk Tasavvurları tarihin en can alıcı meselelerini doğrudan günümüze taşıyan bir eserdir. İmparatorlukların farklı tarihsel gelişimlerini ortak bir zeminde düşünmemizi sağlayan senteze dayalı ve son derece kapsamlı bir çalışmadır. Krishan Kumar en temelde şu soruları sorar: İmparatorluklar ..
Sair ve Patron, Türkiye’nin tarih alanindaki en saygideger temsilcisi Halil Inancik tarafindan kaleme alinmistir. Bu küçük ama edebiyat için çigir açici risalede Inalcik hocamiz, Osmanli Divan Sairlerini ve Siirini sosyolojik bir yaklasimla ele almakta, ana kaynaklari kullanarak patronajin bu sanat ..
Nazar, her zaman bir başkasından gelir. En bilinen tarifiyle, sahip olduklarıma, güzelliğime dikilen kem bir bakıştır. Ancak nazar, ben ve başkası arasında cereyan eden sayısız görme, görülme, bakma, bakılma, bakışma yollarından sadece birisidir. Eğer ikimiz arasında kem bir nazar varsa, adil biçimd..
Yeterli Temel İlkesinin Dörtlü Kökü, bir nevi temelsizliğin kitabıdır. Zira bu kitap, temellendirmelerin sadece ve sadece tasavvurlar arası mümkün olduğunu; tasavvur dünyasının oluş ve yok oluşların akıp giden rüyavarî sonsuz sahnesi olduğunu; bu varoluş içerisinde tek işlevi somut olanı soyut kavra..
Yaşamın trajik unsurunu anımsatan her şey bir varoluş sorunudur. Can sıkıntısı, umutsuzluk, şiddet, kırılganlık ve intihar gibi eski dünyanın “ölümcül” farz ettiği küçük ve büyük günahlar, esasen insanlık tarihinin varoluşsal krizlere içkin olduğunu gösterir. Yaşam, temelde bir uyumsuzluktur. Bu far..
Yavaşlık felsefesi, hızlanmış varlıklar ve olaylar arasında yavaşlamanın olanakları üzerine düşünmenin bir yoludur. Bireyin ruhsal, bedensel dinginliğini sağlamanın yanında, daralan bir gezegende diğer canlılara yer açmak için durmayı bilmektir. Modern düşüncenin, sanatın önerdiği gibi trajik, roman..
Proust’un bu kitabı John Ruskin’in Susam ve Zambaklar kitabına yazdığı önsözdür. Ama aynı zamanda Kayıp Zamanın İzinde’nin bir provası gibidir. Okuma, tıpkı romandaki gibi bu metinde de, bir günün zamanlarının paylaşımındaki örtük çatışmayı yaratan temel unsurdur. Proust’un okuyan çocuk’u küçük Marc..
Güzel, alımlı, mütevazı, kendine hâkim, yani Hellenlerin sophron diyeceği bir delikanlıdır Kharmides. Sokrates onun bu göz alıcı güzelliğinin yanısıra ruhunun da güzel olduğunu kanıtlamak istercesine onu akrabası ve hamisi Kritias ile sophrosyneyi tartışmaya çağırır. Bu kavram Eski Yunan toplumunda ..
19. yüzyılın son çeyreğine doğru özellikle bilimlerde kaydedilen düşünsel ve teknik gelişmeler evren ya da doğa hakkındaki akıl yürütmelerde büyük değişimlere neden olmuştur. Schlick bizzat bu değişimlerin dönüm noktasında yaşamış bir düşünürdür. Matematikçi ve fizikçi olmanın getirdiği bir zihinle ..
Platon’un “Olgunluk Dönemi” eserlerinden biri olarak kabul edilen Kritias adlı eserinde mitoloji ve edebiyatta sıkça kendine yer bulmuş Atlantis teması karşımıza çıkmaktadır. Bir nevi dünyadaki cennet olan bu ‘ütopik’ kent hikâyesinde, Platon bu devletin sahip olduğu olağanüstü güce rağmen, mütevazı..
Platon epistemoloji (bilgi kuramı) ve ontolojiden (varlık bilimi) etik ve estetiğe kadar felsefenin pek çok alanında eserler vermiş bir düşünür olsa da birçok uzmana göre her şeyden önce bir siyaset düşünürü idi. Platon’un otuzdan fazla diyalogdan oluşan külliyatında üç eser bilhassa siyaset felsefe..
Özbekler masal anlatırken gerçeklere fantastik ögeler katarak insanın merakını ve ilgisini canlı tutan etkili bir yol bulmuşlar. Çocuklarını eğlendirmek, eğitmek, yönlendirmek ve terbiye etmek için bu yol başarılı olmuş. Çocukların hayal dünyasına uygundur bu buluş. Bunu fark eden her masalcı, masal..
Niran ile Ziryab’ın sıradışı hikâyesi Doğu’nun Batı’ya armağan ettiği en renkli sayfaların başında gelir. Hikâyenin bu denli güzel ve cezbedici olmasının sebebi en başta Niran ile Ziryab’ın tarihsel bir gerçekliğe dayanması, Rönesans’tan çok önce sanatın ve müziğin ilham kapılarını dünyaya açması ve..
Dünyanın en eski hukuk metinleri arasında sayılan Manu Kanunları Doğudan Batıya aktarılan ilk çeviriler arasında yer alır. İlk çeviriyi yapan kişi olan William Jones eğer Hindistan iyi bilinmek isteniyorsa, özelde İngiltere’nin genelde ise Avrupa’nın bu eseri bir an önce okuması ve öğrenmesi gerekti..
Önce halk efsanelerinde, adı meçhule karışmış ozanlar söylediler bu ateşli hikâyeyi. Sonra edebiyatçılar keşfettiler, eski kroniklerin içinde ilginç öyküler ararlarken. Kimler kalemini sivriltmedi ki şeytanla insanın gizli sözleşmesini âdemoğluna fısıldamak için. Ama içlerinde en ölümsüz olanı, müjd..
İçinde yaşadığımız şehir denen mekân, sadece hareketlerimizin, eylemlerimizin cereyan ettiği bir alan değildir. O, aynı zamanda, Georg Simmel ve Louis Wirth’ten bu yana önemle vurgulandığı üzere, kişiliğimize ve eylemlerimize şekil veren bir alandır da. Çevre sosyolojisi ve çevre psikolojisi alanınd..
“Yanbay’ın iki kızı varmış; dillere destan...Büyük kızın adı Canay, küçük kızın Biray. İkisinin de saçları belinde, yüzü yuvarlak, kaşlarıyay.Canay’ın bir de buzağısı varmış. Tüyleri konur, gözleri ala, ayaklarının ucu kara...Canay nereye gitse, konur buzağı arkasından gelirmiş. Geceleri bile Canay’..
Yazıya geçmediği halde birçok masal günümüze dek sürüp geliyor. Değişime uğrayıp güncelleşiyor, konuları çeşitleniyor, malzemesi çoğalıyor, yenileri yaratılıyor. Çevre ve doğa gibi günün yakıcı sorunlarını işliyor. Bazılarının sunum biçimi değişiyor, filme, tiyatroya, operaya aktarılma süreci hızlan..
“Selahaddin Eyyubi’nin hayatını incelerken birçok masalın onu anlattığını fark ettim. Zaten masal, hayalin gerçekten çok olduğu gerçek hikâyelerden başka nedir ki?.. O masalları derlemek için Şam’a gittim. Türbesini ve at üstündeki o muhteşem heykelini ziyaret ettim. Birçok insan onun önünde sıraya ..
“...Kalemini asa yaptı, az gitti uz gitti, dere tepe düz gitti… Peşine düştüğü, binlerce yıllık bir mirastı. O’ndan önce hiç kimse kalkışmamıştı bu işe. Acaba O başaracak mıydı, kendisi de emin değildi. Ama çocuklarımıza borcu olduğunu düşündü. Onlar, başka kültürlerle büyüyorlardı. “Bekleyin beni!”..
Her halk yüzyıllar boyunca çocuğunu eğlendirmek, eğitmek, yönlendirmek, terbiye etmek için masal anlatmış. Anlatırken hayal kurmuş, masalı detaylandırmış, ballandırmış, kendi tarihini, anadilinin inceliklerini, renklerini, düşünce zenginliğini, gelenek ve töresini, duygu ve davranış biçimlerini, ter..
1965 Fransa-Türkiye göç antlaşmalarından bu yana Fransa’daki altı yüz bini geçen Türk göçmenleri ve aileleri pek de tanınan bir topluluk değildi. Yakın zamanlardaki siyasi gelişmeler, ilk kuşağın Fransız vatandaşı olan çocuklarının “farklı” yetişkinler gibi sahneye çıkmaları Fransız toplumuna yeni b..
Çok değil, yüz yıl kadar önce Türkiye’de tarihçiler Osmanlı tarihinin yazılmadığını iddia ediyorlardı. Daha doğrusu bu iddialar Osmanlı tarihinin çağdaş yöntemlerle yazılmadığı üzerineydi. Henüz modern tarih düşüncesi ve araştırmalarının başında olan tarihçiliğimiz için her iki iddianın da doğruluk ..
Oğuz Atay’ın yapıtlarında saklı anlatı desenleri, yazı, oyun, eylem, vicdan, içeri ve dışarı gibi sözcükler etrafında açığa çıkar. Metinlerin içerik ve biçiminden daha eski böyle desenleri birleştirdiğimizde bir yazarın mizacına ve onun yapıtına dair bazı ayırt edici kıvrımlara ulaşırız. Yazarın ken..
Otuzun üzerinde kitabın yazarı ve editörü olan Turhan Yörükân, bu eserinde, benimsediği dinamik yaklaşıma bağlı kalarak, engelleme, çatışma, saldırganlık, saldırganlıkta yer değiştirme, öğrenilmiş çaresizlik ve nevrozluk denen süreçleri tarihî oluşumu içerisinde, bir irdelemeye tâbi tutmaktadır. İns..
Cato bu eserinde Roma tarihine ışık tutacak tarım bilgilerinin yanında sağlık bilgileri, hukuk ve kanun bilgileri, ev ekonomisine dair öğütler, basit ilaç tarifleri, yemek tarifleri, dinî bilgiler gibi konulara değinmiştir. Kitabın sade, edebî olmaya özenmeyen, söylemek istediğini doğrudan doğruya, ..
Schopenhauer, 1819 yılında Berlin Üniversitesine yaptığı başvurudaki özgeçmişinde kendini “yersiz yurtsuz” olarak tanımlar. Gerçekten de onun yaşamının ilk 45 yılı bir göçebe hayatını andırmaktadır. Aynı zamanda Schopenhauer, ana eseri İsteme ve Tasavvur Olarak Dünya’nın basılmasının ardından tam 17..
“Nietzsche” ismine ve bu isme iliştirilen otoriteye ilişkin en tutkulu sorgulama örneklerinden bazıları, Nietzsche’nin ya da Nietzsche metninin tek bir hakikati olmadığı vurgusuyla Derrida’nın yazılarında bulunabilir. Derrida’nın kariyeri boyunca “Nietzsche” özel ismi önemli noktalarda ortaya çıkar ..
Hint şairi Rabindranath Tagore, kendi şiirlerinden İngilizceye yaptığı çeviriler sayesinde 1910’lu yılların başında bir anda müthiş bir popülarite yakaladı. Bu çizgideki ilk şiir derlemesi Gitanjali, 1912 yılında İngiliz edebiyat çevrelerine bomba gibi düştü, W. B. Yeats ve Ezra Pound’un övgülerine ..