Çocuklar dünyanın en büyük konseyini topladılar ve şu önemli kararları aldılar: * Çocuk haklıdır. * Hem de her zaman haklıdır. * Haksız olan varsa bu, çocuk değildir. Kuşlar kapınıza bir bildiri getirebilir. Çocukların yazdığı bir bildiri bu. Taşan atlasları yeniden şekillendiren, Haylazlıklar Ü..
“Kimin Kabuğu?” sorusunu “Benim kabuğum!” diye cevaplıyor kaplumbağa. Çünkü kabuğu vücudunun bir parçası. O kabukla birlikte dünyaya geldi. Kabuğunu terk etmek hayattan ayrılmak anlamına geliyor. O park edilen bir araba garajı değil. Hem evi hem bedeni. Oysa kurbağa kaplumbağanın kabuğunu istiyor. T..
Pervane aşk ateşiyle yanarak, hakikî, mecazi derdinden uzak bir halde can u gönülden muma talip oldu. Zavallının talep dışında bir işi yoktu. Gözleri mumun hayaliyle kapanmış, arıyordu onu. Bu sadık âşık aşıklıkla açtı gözünü. Gözü vefa yolunda, gönlü Allah’ın keremine muhtaç bir halde dolaşıyordu. ..
Bugün itibariyle, kendi sanat ortamımız açısından baktığımızda -sanat içindeki aslan payı hiç değişmeden süren- edebiyatın konusu olarak tartışıla duran kurgunun (Arapçası: İhtira’), her ne kadar Batı’dan ithal bir Kutsal Kase’ye dönüşecekmiş gibi görünse de; nazariyat, eleştiri ve edebî inceleme es..
Gündüz hava ne kadar sıcaksa, şimdi de o kadar soğuktu. Sırtımdaki çanta, yürüdükçe ağırlaşarak nefes alıp vermemi zorlaştırıyordu. Soluk aldığımda her yeri kaplayan tarlalardaki yeni kırılmış tütünlerin keskin kokusu, genzimi yaka yaka ciğerlerime dolup midemi bulandırırken, sonunda dualarım kabul ..
“Oyun oyna.” Halka halka büyüsün oyun. Oyun içinde oyun varsa buna itiraz et, Afrikalı çocukları da al oyununa. Sakın unutma! Büyün çocuklar masum, bütün çocuklar kardeştir. Bunu bilmemeleri de engel değildir kardeşçe oynamalarına. Onların oyunları benzemez büyüklerin oyunlarına. Hepsi birden kazana..
Yeryüzünde değil burada göreceksinMucizenin en büyüğünü ey Cumhuriyet Şairi.Süper hızlı trenlere inanır gibi uçaklaraİnanır gibi asfaltlara inanır gibi inanıyorum çünkü sana.Göğsümden çünkü söküp attın cevşenimiDelilik Bahçesi’nden şaşkınlığımı söküp attın.Bir bir belledim seninle:Apaçık Türkiyelidi..
“Dedi ki götür beni aya aya aya,” radyo son ses çalıyor, araba süratini artırıyordu. Radyo Kafa direksiyonu sıkı sıkı tutarken, Bayan Dudak avucundaki taşı hiç bırakmadı. Araba o kadar hızlanmıştı ki etrafa baktıklarında görebildikleri tek şey renk cümbüşü oldu. Görüntüler birbirine karışmış, arabay..
Hemşire deskinin tam karşısındaki odamıza sertçe daldım. Cezam neyse razıyım, asacaksanız asın, kesecekseniz kesin, her ne halt olacaksa olsun artık demekti bu. Ah aptal, yediği nanenin farkında olan insan ezikliğiyle girsene içeriye. Çocukluğumdan beri annemin, haritamı çıkarır gibi detaycı ve ters..
Bosna’daki bazı askerler ve köylülerin bizzat tanıklık edip bize anlattığına göre bazı Avrupalı yabancılar, helikopterlerle Bosna kırsalına geliyordu. Gelişmiş silahlarla helikopterden inerek orada günlerce pusuya yatıyorlardı. Bunu gören herkes korkuya kapılmıştı. Zira bu yabancılar, insanların köy..
Gecenin ortasında bir ayak sesi. Gündüz olsa sadece bir ayak sesi ama gecenin tam ortasında olunca çok farklı anlamlara ve çağrışımlara açık bir tıkırtı bu. Topuğun yere her değişindeki ürperti, bir yatakta bağlı kalmışım da elim kolum hareket etmez bir hâldeyken tepemden tam alnımın ortasına düşen ..
Ay, hâlâ bütün cömertliğiyle yolumu aydınlatıyor. Ve sonra nefesimin kesildiğini hissediyorum heyecandan. Çünkü orada, işte tam karşımda! Ürkütmemeye çalışarak El’e yaklaşıyorum. Bir tül gibi salınıyor rüzgârda. Üzerinde kimliğini belli edecek tek bir iz yok. Duaya açılmış gibi göğe bakıyor. Neden s..
Uzun bir müddet görmedim onu. Mevsimleri devirdim. Şehirlerde deliler aradım. Hakkında düşünmeyi bırakmıştım. Çünkü Mustafalar karışmıştı zihnimde. Sonra bir ağacın altında rastladım ona, değneğini yanına uzatmış, ayaklarını güneşe vermiş, benleriyle uyumaktaydı. Dünyada en aptalca şey akıllı olmak,..
Beni oraya getiren güç umurumda değildi. Yok olup gittikten sonra ardımdan yaşanacaklar beni hiç mi hiç ilgilendirmiyordu. Bir okul, bir kütüphane, bir tiyatro salonu, hayaleti olmadan da ayakta kalabilirdi elbette. Ama bir hastane bensiz ne yapacaktı! Hayır, hayır. Kendimi vazgeçilmez bulmuyordum, ..
Türk öykücülüğü üzerine her yönüyle öykünün izini, öykü tarihini, kaynaklarını takip etmek isteyenler için hazırlanmış en kapsamlı çalışmalardan biri elinizde. Uzun yıllar yayımladığı dergiler, yönettiği yayınevi ve bizzat eserleriyle edebiyat, özelde de Türk öykü dünyasının içinde bulunuyor oluşuyl..
“Nihayet buldun beni! Hadi yap yapacağını,” dedim, biraz da sesimi yükselterek. “Ama şimdi yaz değil ki!” Bu söz ağzımdan öylesine çıkmıştı. Şaşırdı. Ben de şaşırdım. Sesimi duyan birileri var mıdır acaba, diye de yan gözle etrafı kesiyordum. “Bu senin işin değil. Biliyorsun ki… Bilmen gerekir, Kom..
Ben ülkesi hoş geldinizbuyurun hangi suretimden girersinizpasaportlar geçersiz bir tebessümünüz yetersiz güldükçe açılır bütün kapılarımişte savunmasızım geri çevirmem oklarınızıÜrün Adı: Ben ÜlkesiÜrün Kodu: 9786258062618Yazar: Nurten YalçınBasım Yılı: 2023Kapak Türü: Karton KapakSayfa Sayısı: 76Ka..
Gücünü, kasırgaya boyun eğmeyen bir ağaçtan alıyordu kulübe. Kökleri yerin derinliğindeki kayalara uzanıyordu. Bir yuva arayan herkesi göğsüne çağıran ulu ağaç ona da ikramda bulunmuştu. Kovuğu bir annenin göğsü gibi geniş ve merhametli, gövdesi bir babanın sarsılmaz bedeni gibi güçlüydü. Yaşlılar y..
Belli ki taşlarında sonsuz merhametin ve adaletinDevletli sesi varBelli ki boşluğunu dolduran ışıktan sözcüklerin bir mucizesiBelli ki müminlerin Rahmânî nefesi derinden hissettiğiVe insanlığın yüreğini test ettiği yer… Gülümseyin ey müminler!Ey kalbinde umuttanVe mutluluktan iz taşıyanlar!Ayasofya ..
Olay dün sabah meydana gelmiş. Daha kimse uyanmadan bizimki mutfakta bir tıkırtı duymuş.Ben olsam kafamı yorgana sokar uyumaya devam ederim ama Defne benden daha cesurdur,kalkıp bakmış neler oluyor diye. Bir de ne görsün. Pırasa almış eline bavulunu kapıdan çıkmaküzereymiş. Hikâyenin bu kısmında ben..
Yaza doğru nasıl olduysa annem ikna olmuştu. İnanmak istemediği gelip dayanmıştı kapısına. İnşaat hemen başladı. Toza toprağa karıştı koca bahçe. Makinelerin homurtusu bir canavar gibi esir aldı sokağı. Doğramalar sökülüyor, çatı kiremitleri toplanıyor, bahçedeki ağaçlar ve asmalar kesiliyor, her ya..
Böylece harekete geçen iki kelime, çıktı odadan. Hiç kimseyi umursamadan yürümeye başladı ofiste. Masaları dolaştı, kâğıtların üzerinde gezindi, parmakların arasında dönen kalemleri bir iki defa da o çevirdi. Bütün katı, gürültüye boğan yazıcıyı susturdu. Hoparlörlerden yükselen cılız müzik seslerin..
Türk şiirinin şüphesiz çok önemli ve değerli iki ismi Sezai Karakoç ve İsmet Özel’dir. Bu iki ismi şiirleri yanında nesirleri de hem Türk şiirine hem Türk edebiyatına hem Türk düşünce dünyasına etki etmiştir. Bu etki, kiminde karşısında olmak kiminde onun gibi olmak şeklinde tezahür eder. Her iki du..
Ali, doğruca Abdullah’ın yanına gitti. Abdullah, kitap okumak için gelenlere kitapları vermek, sonra tekrar teslim almak gibi hizmetleri yürüten; ayrıca odalarda kitap çoğaltan ve tercüme edenlere kitapları bulup çıkarma konusunda yardım eden görevlilerden biriydi. Abdullah onu görünce her zaman ald..
Nisan hayal kurmayı çok seviyor. Çünkü biliyor ki hayaller, çok istersek ve çok çalışırsak bir gün gerçek olur. Nisan’ın canı hiç sıkılmıyor. Hemen bir şeyler yapmaya, yaparken de hayal kurmaya başlıyor. Sonrası mı; Yemek Perisi geliyor, yeşil saçlı Orman Prensesi flüt çalıyor ya da çikolata ve oyun..
Nisan hayal kurmayı çok seviyor. Çünkü biliyor ki hayaller, çok istersek ve çok çalışırsak bir gün gerçek olur. Nisan’ın canı hiç sıkılmıyor. Hemen bir şeyler yapmaya, yaparken de hayal kurmaya başlıyor. Sonrası mı; Yemek Perisi geliyor, yeşil saçlı Orman Prensesi flüt çalıyor ya da çikolata ve oyun..
Nisan hayal kurmayı çok seviyor. Çünkü biliyor ki hayaller, çok istersek ve çok çalışırsak bir gün gerçek olur. Nisan’ın canı hiç sıkılmıyor. Hemen bir şeyler yapmaya, yaparken de hayal kurmaya başlıyor. Sonrası mı; Yemek Perisi geliyor, yeşil saçlı Orman Prensesi flüt çalıyor ya da çikolata ve oyun..
Küçük yerlerde dışarıdan gelen memur kızları pek kıymetlidir. Gençler bir gelincik tarlasının ortasında gördükleri o yabancı çiçeğe bakmak için kırk gelinciği çiğneyip geçtiklerini bilmezler. Elime batan iğnenin geride bıraktığı sızı, kurduğum hayalle arama girinceye kadar gözümü patiskadaki güllerd..
Hayallerimizle ve böceklerimizle yolda futbol oynadığımız bir gündü. Uzaktan siyah lüks bir araba göründü. Üç çift meraklı göz, topu bırakıp arabayı izlemeye koyuldu. Camları film kaplı olduğundan içi görünmüyordu. Adil, “Oolum bu ağabayı tek gözü kapalı bir koğsan kullanıyooduğ,” derken arkasına dö..
Gençlerin en büyük problemi nedir?Herkesin onları problemli görmek gibi bir yaklaşıma sahip olması.Gençler her geçen gün kötüye mi gidiyor?Hiç sanmıyorum. Aksine, gençlik kötülükle mücadele edecek enerjiye sahip olmanın adıdır.Gençlerden neden bilge çıkmıyor?Bilgelik kontenjanı yaşla sınırlı ve bir ..
Susmadığın kadar yaşıyorsundurUyandığın kadar derin uykudanBilmediğin kadar bazı şeyleriKim bilir belki de o son uykundurEvden kovduğun gün endişeleriMeğer herkes genç yazılmış kütüğeHerkesin verilmiş bir sözü varmışYarı yolda kalmış, çıkmış çürüğeAnne ölür biter uyku nöbetiZaman meğer boş beşiği sa..
Demek ki denize çok yakındım. Bunu duyunca daha bir gayretle yüzmeye başladım. Yüzdükçe içim açılıyordu. Irmağın akışı daha da hızlanmıştı. Yüzdüm, yüzdüm, bir de baktım ki karşımda masmavi deniz. Annem benim gibi yeşil miydi yoksa deniz gibi mavi mi? Ne renk olursa olsun onu gördüğüm anda tanıyacağ..