Şu dünyada günah işlemeyen söyle kim var ?Günah işlemeden yaşamak mümkün mü ey yâr ?Kötüyüm diye bana kötülük edeceksen,Ey tanrı aramızda öyleyse ne fark var ?Hayyam, günahım var diye üzme kendini,Nasıl olsa faydası yok çekme derdini,Hani tanrı rahman ve rahimdir derler yaGünahkar olmayınca sunar mı..
Iki kisi Kürdistan'a gelir. Erkek için bunun anlami, çocuklugunun yöresine dönmektir; kadin için ise, dilinin yalnizca üç kelimesini bildigi bir ülkeye gezidir. Erkek, özlem giderir, resim yapar ve dizüstü bilgisayariyla oyalanir. Kadin ise gözlemlerde bulunur ve bunlari bizimle paylasir. "Insanin i..
1881 yilinin soguk bir kis günü, Osmanli Imparatorlugu’nun egemenligi altindaki Selanik kentinin “Yukari Sehir” bölgesinde, Islahhane mahallesinde bulunan üç katli bimr evde, bir bebek dünyaya gelir. Anne Zübeyda Hanim ve baba Ali Riza Bey, sarisin, mavi gözlü bebeklerine Mustafa adini verirler. Beb..
Ispinoz, cenin halindeki kardes adayinin bir kus tüyü marifetiyle yok edilisine taniklik etmis isimsiz bir kahramanin kendi tarihine, daha dogrusu bebekligine yaptigi yolculugun öyküsünü anlatiyor. Kahramanimiz, ilerleyen yasina ragmen, bebekliginde bakinarak da olsa taniklik ettigi olayin etkisinde..
Ruh bedeni terk edeli çok olduSimdi hamur gibi uyusuk ve pelteÇarpiyor kabim gögsümün duvarlarinaTutmuyor bacaklarim gözlerim bogukGörmüyor bir zaman görüleniBir ates düsüyor basimdan asagi Nefesimi kesiyor kabimBir tas nasil bogulursaKendi kabugundaKi tanri unutmusYok kenarindaSavrulmusYitik bedeni..
Sakinim yasalarindan söz ediyorlar. Dönüsüm ilkelerinden. Var olan bir sey, yok olmazmis. Teselli mi yani bu! Hangi fizik yasasi, hangi kimyasal ilke, yitirilene feryadi dindirebilir ki... Bilmem kaç kayina geldiginde, Ganin gibi, ögrenirsiniz ki, birlikte uçarcasina yollari kat ettiginiz çocuklugun..
Matematik ögrenimi görmüs, uzun yillar futbol oynamis olan Peter Esterhazy çagdas Macar yazinin yenilikçi yazarlarinin önde gelenlerinden biri sayiliyor. Yapitlari pek çok yabanci dile çevrilip yayimlandi. Elestirmenler onu yazinin en büyükleriyle karsilastiriyorlar.Daha önce Bir Kadin adli çarpici ..
Ana, 'Ah Tanrim, ah Tanrim!' diye bagiriyordu, çünkü yine bütün gücü tükenmisti. O, umudunu, bos yakariya bagliyordu. Onun gibi bir baska kadin da bir yasamin bagislanmasi için bütün gece yakarmis, sabah uyandiginda o yasamin yitirildigini görmüstü. Ispanyol yurtsever Julian Grimau'nun ilkbaharda id..
Ortaçag tarihini bilmeden ne Anadolu'yu, ne Iran'i ne de tümüyle Orta-Dogu'yu anlamanin olanagi var. Bu tarihi bilenlere göre, bu bölgede IX. yüzyildan bu yana hiçbirsey degismemistir. Bilmeyenler için ise, ögrendikçe, sasirtici güncelligiyle etkileri günümüze uzanan bir kaoslar zinciri söz konusu.M..
Lara Cardella, 'Güney'in ikindi vakitlerinin bogucu sicagi' gibi sikici, devinimsiz bir ortamla kusatilmis 'bagimsiz' bir genç kadinin öyküsünü anlatiyor bu kez. 'Ask evliligi'nde mutluluk arayan Laura'nin, her evliligin bir 'aile çevresi' olusturdugunu animsamasi: Toplum kurallarina siki sikiya bag..
Telos Yayinevi Freud'un temel metinlerini Almanca aslindan çevirileri ve yeni terim önerileriyle yayinlamaya devam ediyor. Psikanaliz Dizisi'nin üçüncü kitabi: Yas ve Melankoli.1915 yilinda yazilan ve ilk kez 1917'de yayinlanan inceleme psikanalizin yapisal kuramina bir geçis metni olmasiyla önemli ..
Bir Liranın Başından Geçenler...Kemal Râgıp Enson’un Cumhuriyet gazetesinde, 8 Ekim-19 Kasım 1932 tarihleri arasında 32 tefrika olarak yayımladığı bu eserde, anlatıcı olarak karşımıza; kâğıt bir lira çıkar. Bir lira,Basılıp piyasaya çıktıktan sonra:Kimlerin eline geçer?Nerelere girip çıkar?Ne işler ..
Yaşamı, sanatı ve düşünceleriyle modern Türk edebiyatının en güçlü kimliği şüphesiz ki Tevfik Fikret’tir. Tevfik Fikret, hem yaşadığı dönemde hem de ölümünden sonra Türk toplumunun üzerinde derin izler bırakarak adeta bir ilham kaynağı olmuştur. Bu çalışma, sizi Tevfik Fikret’in yaşamındaki bütün ev..
Bu kitap, bizim olduğunu nedense hep unuttuğumuz eski yaşantıları bize hatırlatan, gezdiğimiz sokaklarda farklı bakış¸ açısı sağlayan: Her yemek tarifinde de, sanki mutfağımızda pişiyormuşçasına burnumuza kokusunu, damağımıza da tadını bırakan, tüm bu dokusuyla hiç¸ de bilmediğimiz o Bizans yaşantıs..